İlk yazımda “13 yıl sonra yeniden buradayım” demiştim. Bu yazıda ise o yıllar neler getirdi, neler götürdü, biraz anlatmak istiyorum. Çünkü hem benim için bir kayıt olsun, hem de yeni başlayan okuyucular hikâyemin devamını bilsin.
2012 – Yeni Başlangıçlar
İTÜ’de ve farklı şirketlerde yazılım ekibi liderliği yaptıktan sonra kendi yolumu çizme kararı aldım. 2012’de Abidos’u kurdum. O zamandan beri teknoloji alanında üreten, geliştiren, hayal kuran bir tarafım hep canlı kaldı.
2015 – Dostluklardan Doğan İşler
Hayat bana değerli dostluklar kattı. 2015’te bunlardan biriyle yollarımız Bunsar’da kesişti. O günden bu yana yönetim kurulunda yer alıyor olmak, birlikte üretmenin başka bir boyutunu gösterdi bana.
2017 – Bitexen’in Doğuşu
Üniversiteden tanıdığım arkadaşlarımla birlikte Bitexen’i kurduk. Türkiye’nin kripto ekosisteminde önemli bir yere ulaşması, bizler için gurur verici bir deneyimdi. Zamanla çoğunluk hisselerimi devrettim, sonra tamamen ayrıldım. Ama geriye değerli bir tecrübe ve iz bırakan bir yolculuk kaldı.
2020 – Pandemi ve Yeni Ufuklar
Pandemi hayatlarımızı alt üst etti. O dönemde Londra merkezli sanat eseri yatırım platformu Mintus’u kurduk. “Technical Co-Founder” ve “CTO” olarak üç yıl boyunca oradaydım. Hem sanat hem teknoloji dünyasını birleştirmek heyecan vericiydi.
2023 Sonrası – Geriye Dönüş ve Devam
2023’te Mintus’tan ayrıldım. Şu anda Abidos çatısı altında üç farklı projeyi yönetiyorum. Yıllar boyunca işlerin gelip geçtiğini, ama insanın içindeki üretme ve fayda sağlama isteğinin hiç bitmediğini bir kez daha anladım.
Aile ve Hayatın Öğrettikleri
Bu yıllar sadece işten ibaret değildi. Evlenmek, üç çocuğun büyümesine tanıklık etmek, annemi genç yaşta kaybetmenin bıraktığı iz… Hepsi beni ben yaptı. İş hayatındaki başarı ve başarısızlıkların ötesinde, insanın en çok “insan olmayı” öğrendiği bir dönemdi aslında.
Şimdi 2025’te yeniden bloguma dönerken görüyorum ki, 2012’den bu yana çok şey değişti ama bir şey aynı kaldı: üretmeye, paylaşmaya ve fayda sağlamaya duyduğum inanç.